top of page

Besouro (Beetle) - Afrika Dövüş sanatları & Kültürü İngilizce altyazılı

Güncelleme tarihi: 29 Haz 2019

https://www.youtube.com/watch?v=G09RaiyUbuU&feature=share

Capoeirayla ilgili bir film, . capoeiranin veganlikla olan bağı anlatiliyor. Ancak filmde at kullanimi ve bir sahnede de ineklerin kölelerle birlikte çalismasi var. Filmde hayvan kullanılmaıs beni çok üzdü. Şu anda film, içerik olarak hem insanların hem de hayvanların sömürülmesini anlatıyor olduğu için listeme ekleyip yine de izledim.

Kitaplar

Bir de köle sahipleri oturup evinde keyif çatarken, köle bir kadinı yanlarına çağırıp tecavüz etmeden önce de, tavuk ve balikla "ziyafet" veriyorlar. Kadın bedenine de ete bakildiği gibi yaklaşıldığı bu sahnede vurgulanıyor. Bkz. Etin Cinsel Politikasi (https://gaiadergi.com/etin-cinsel-politikasi-feminist-ve-v…/)


Köleler

— Mestre Brasilia
Capoeira is everything the mouth eats.

Köleler böyle davranislarda bulunmuyorlar. Kölelerin Pazarda ki meyva, ekmek, kil kaplarin gösterildigi sahnelerde bulunmasi hoş. Sahneleri de çok güzel buldum.

Bu filmin, capoeira kültürünün içerisinde bulunan birisi olarak hayvan kullanımı olması üzücü olsa da kalan parçalar da anlatılan kültürü anlayabilmek adına izlenmesini öneririm. Capoeira ve kölelik.. Bugünlerde hayvanlar için elimizden geleni yaptığımız düşünsek hatta yapıyor olska bile, sıklıkla kendimi onnların acılarını gerçekten en akdar anladığımızı düşünürken buluyorum. Geçen bir gün bile yok ki acı içinde bir yerde kıvranan bedenler olmasın. İşkenceler, tecavüzler, ölümler ve bazı iyileşmez ruhani yaralar.30 'un üzerinden kabusumda hayvanların yerinde kendimi gördüm, üzerimde denyler yapıldı kamyonet arkasında sürüklendim. Kamyo altında kaldım. Adaptt.org Dinler ve veganlık sayfasında, Eden ve dinler analtılırken İslam ve veganlık sayfasında, Cehennem tarifi olarak verilen bir tanıma uyan birebir uyan bir kabusumda bir çarkın üzerinden köle olarak süründüm. Tıkanmış damar yolları arasında sürünerek öldüm.

Bir kasetin bandının parçalanması gibi bütün paralel evrenlerin birbirine geçirilip yolun geri dönüştürülmez şekilde tıkandığını gördüm. Evrenin yok olduşunu gördüm. Ağaçların kesildiğini ve bizi kullandıklarını gördüm. Bedenleri parçalayarak giden tren yollarının dünyayı yokettiğini yaşadım. Bir binanın tepsinde sakince yatarken çığlıklar ve bağırışlar arasında.. Alt katlarda açlıktan öldürülenlerin olduğunu duydum ve bu yoldan çıkmış dalga benim kapıma gelene kadar beklemek zorundaydım. Yardım etmekten "aciz" uzandım ve bekledim.


Hastahanede yatarken 50 kişlik sessiz bir kurulun önümde beni izlediğini gördüm. Felsefenin çöküşünü ve karanlık bir algı yönetimine düşmemizi gördüm. Çarmıha gerildiğimi gördüm, Güneşin yanına gittiğmi,

Açılan Firavun tabutlarını ve herbiri bir dağ büyüklüğünde taşlar altında tek tek ezildğimi gördüm. Bu noktada zaten 9 eylül akıl hastahanesindeydim. Bu yığılan taşlar sanki aynı zamanda benim omurilğimdi. Hayal gücüm esaret altında yaşadım. Kullanılmış ve esir edilmiş olduğumu üstelik mücadele edicek gücüm olmadığını düşünüyordum. Hastahanede et yemediğim ve iştahı kapalı olduğu gerekçesiyle 2 ay beynime elektirik verildi. Oysa tek ihtiyacım Ayağa kalkıp isyan etmekti. Yardım edildikçe daha da düştüm. Beni bir yerden bir yere taşdıkları sürece tplumun büütn çarklarından geçme "fırsatı" buldum.

Peki mücadeleyi Bıraktım mı?


https://www.youtube.com/watch?v=KTXQ8XXSIWk Bu video bu olaylar olmadan öncesi, ben Vejetaryen olmuşum. Başımdan bir ton esaret acı ve şiddet geçiyor. 2 yıl boyunca kabus ve fiziksel tahakküm altında, çevreminn paranoyası altında kendi hayal gücümün esiri oluyorum. Hepsi geçiyor, zaten bana da hep bir macera gibi gelmişti yaşadıklarım içimde bir şeyler sabretti. Bugün dönüp baktığım zaman bana bu olayların kattığı erdemi yaşadığım acılara değişemiyorum. Hepsi değerli.. KAbuslarım beni ayakta tutan tek yoldaşımdı. Bana yalan söylemeyen. Toplumun iç yüzünü olduğu gibi gösteren. Ben o yüzü bu Dünyadan Sildim. bilinmesin istedim, acılarını ben çekmek zorunda mıydım? Tartışılır, ama bir aktivist doğurdu Dünya, Evren belki de Ay. Hepsi için Teşekkür ederim. Halime Şükrediyorum.

Yaşadığımız Dünya neresi, biz kimiz. Sahte bir Toplumun içersinde neden herkes gibi olmamız gerekiyor. Belki bir takım elbise içerisinde sözümüz dinleniyor. Belki sokaktan birisi olduğumuzda. Ara sıra gün ağarırken romantik bir havada, bazen Yağmurdan kaçıp birbirimize sığındığmızda. Sözüm ona Yürekten Konuşabildiğimiz zaman. Doğa bizim sözlerimizi desteklerken. Söylediklerimiz geçmişi hatırlatır gibi geleceği silerken önümüzden, Her sabah geçen çöpçü gibiyim sokaktan. Bir de Keçi ahılı maceram var ^^ Ben bir gün bir festival sırasında bir Ağanın keçileirni çıkarıyorum ahırdan, üzlüyorum zira hapis olmarına. Ayaklarım çıplak, boklara ve çamura basarka giriyorum içeriye. Bir Tarot kartında çizilirmiş gibi bir sahnede hepsini özgür bırakıyorum. Tek tek kapıyı açtığım paramğımı koklamaya gelip kayada bir noktaya çıkıyor hepsi. Hangi parmağımla açtığımı bilmemelerine rağmen tanıorlar onları özgür bırakan şeyi. Hepimz birbirmize bakıyoruz, çok gururluyuz direneceğiz gerekirse. İçeri elinde değneği ve şalvarıyla bir adam yavaş yavaş giriyor. Bana sesleniyor "Ne arıyon burada " -- cevap vermiyorum

* Bir daha sesleniyor ""Ne arıyon burada" * bir şeyler geeveliyorum festival keçi filan

* Dha kızgın ve tehditkar bir ses tonuyla bir kaç adım üzerime atarak bağırıyor.

"La sen ne arıyon burada"

-- biraz açıklama yapmayı deniyorum, ortamdaki gerginliği görmezden gelip

*Küfürler eşliğinde bağırarak omzumdan yaklayıp yere itiyor beni. * o noktadan itibaren Dünyanın toz pembe olmadığnı tekrar hatırlıyorum. O duygu bana o kadar tanıdık geliyor ki. Mücadele etmiyorum hiç, Özgürlüğün ne kadar dirençsiz olduğu. Ruhumun ne kadar bilge ve güçsüz olduğunu bir kez daha görüyorum. TEcavüze uğramak, öldürülmek bu gibi ezici durumların yanında çekilen acı ve hissedilen duygu olarak belki daha sevimli gelebilir bu noktada. Ancak arada ki fark bir tanesinde bu tecrübeyi edinip mücadele ruhunun güçlenmesi veneyle karşı karşıya olduğumuzu anlatabilme potansiyelin olmadığı için, en acı dolu yol genelde en çok faydayı da getiriyor zulüm çarkının durması adına. Keçiler özgür oluyor o gün için, bense 1 aylığına Köle. Düştüğüm yerden yine bir şekilde çıkıyorum. Kimse elimde tutmuyor. Tutsa da kendi ayaklarının üzerinde yükselmenin yerini tutan hiç bir şey bu Dünyada bulamazsınız. Belki Lucid Dreams ^^ Aylarca barınak gönüllüsü oldum, Slackline, highline, Juggling, Capoeira, breka dance, modern dans, Aerial Trapeze gösterilerim oldu. Kaya tırmanışı, Yoga, meditasyon, Latin danslarr, Bale, Acroyoga, Pole dAnce, Chinese pole açalıştım. Parkour yaptım uzun süre. Bu Dünyanın kapıları ancak onu anlayanlara veya içten bir şekilde rica edenlere açılır. Biz hepimiz Dünyada yaşıyoruz. Sizleri bilemem. bkz. Shamanism http://www.animalspirits.com/ Benim Ruh hayvanım: Sincap, Gölge Totemim Panter, Totemimde Fil. Teal Swan --Spirit Animals; https://www.youtube.com/watch?v=woXklmCnx9A Sık sık rüyalarımda bir deney labaratuvarına gizlice giriş yapıyorum, son girdiğimde. Bu sefer daha ileri gidip kendimi gördüm içeride uyuşturulmuş birinin kucağında taşınırken. Kuratdım kendimi avatar gibi patlattım mekanı :D bu Capoeira 2019 (Kıvırcık saçlarım var) https://drive.google.com/open?id=13hkrfjXbmytiv_yR7wXvSWVYlFW8kQAR bu J - Fest 2018 (bir tek ben varım :D bir de aşağı benimle birlikte bakan köpek krad) https://photos.app.goo.gl/yWZEwNMns8Ajd7wRA 2019 Haziran https://drive.google.com/open?id=1vRT8fZf1X3Xc9kNv-5NdBZLxnE36k4nI


İlham için Vegan Capoerista

Run Away Slave / Roger Molls https://www.youtube.com/watch?v=ou_lHsi7VEY Zen Photography

13 görüntüleme0 yorum
bottom of page